"Haydi gidelim,
ateşli peygamberi şafağın,
gizli patikalardan ulaşalım
o yeşil timsahı kurtarmaya,
aşkla sevdiğin.
Haydi gidelim,
İsyankar ve
marslı yıldızlarla dolu
cepheyle aşağılamayı bozguna
uğratarak
zafere erişmeye ya da ölümle
buluşmaya yemin edelim.
Duyulduğunda ilk atış sesi ve uyandığında
çalılıklar bakirelere yaraşan bir şaşkınlıkla,
orada, yanıbaşında, olgun savaşçılar olarak,
bulacaksın bizi.
Saçıldığında sesin dört rüzgara doğru
adalet, ekmek, özgürlük, tarım reformu,
orada yanıbaşında, aynı vurgularla,
bulacaksın bizi.
Ve yerini bulduğunda bunca emeğin sonunda
zalime karşı doğruluğun uğraşı,
orada, yanıbaşında, mücadelerin getirdiklerini
kazanırken bulacaksın bizi.
Yaralı böğrünü yaladığı gün canavar
yurtsever bir mızraktır onu orada vuran,
orada, yanıbaşında, gururlu yüreklerimizle,
bulacaksın bizi.
Sanma ki bozabilirler bütünlüğümüzü
rüşvetle kuşanmış yaralı bitler,
tek istediğim bir tüfek, mermiler ve bir siper.
Başka hiçbir şey.
Ve şayet engellerse yolumuzu demir,
Amerika tarihine geçen
gerillaların kemiklerini örtmek için
bir mendil isteriz Küba'lıların gözyaşlarında
Başka hiçbir şey."